Hatalarınız size çevreniz tarafından hatırlatılır. Ve yüzünüze vurulan her hata ve başarısızlığınız içinizdeki şüphe ve korku tohumlarını büyütür. Bir kez şüphe ve korku düşüncelerinize yerleşti mi, tüm enerjinizi, başarma isteğinizi ve gücünüzü kaybedersiniz.
İnsan önce kendi içinde yenilir.
Size karşı yapılan olumsuz eleştirilere takılıp kalmayın. Hatta onlardan etkilenerek kendinizi yetenek ve beceri yoksunu görmeye başlamayın. Çoğu insanın bunu ‘kendisine’ yaptığını görüyorum. Böyle yaparsanız daha iyi olmak için gereken pozitif gücü kendinizde bulamazsınız. ‘Kendine acımaktan’ daha aşağılayıcı, küçültücü ve ruhsal çöküntü veren başka bir eylem yoktur. Böyle bir yara kalbinize yerleştiği sürece iyi bir hayata kavuşmayı bekleyemezsiniz. Eğer kalbinizdeki şüphe ve korkuyu yenerseniz başarısızlığı da yenersiniz.
Son yıllarda kanıtlanmış başka bir başka gerçek de, pozitif düşüncenin bağışıklık sistemindeki savunma mekanizmasını güçlendirdiği, karamsarlığın ise vücutta tam tersi bir etki oluşturduğudur.
Sizi kimse övmüyor mu? Bari siz kendinizi övün! İyi yönlerinize ve yeteneklerinize odaklanın ve yaşamınızda bu güne kadar neleri başardığınızı şöyle bir düşünün. Ve bu başarılarınızla gurur duyun.
Kendinizden vazgeçmeyin, kendinizi asla gözden çıkarmayın ve bırakmayın! Siz yenilgiyi kabul etmediğiniz müddetçe asla yenilmiş sayılmazsınız!
[grwebform url=”https://app.getresponse.com/view_webform_v2.js?u=ShQNH&webforms_id=11844102″ css=”on” center=”off” center_margin=”200″/]
.
Seneca’nın çok güzel bir sözü var; “Sizin kendi hakkınızda ne düşündüğünüz, başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünden çok daha önemlidir.”
Birinden fikir alacaksanız 3 kriteriniz olsun;
❓Hayatta BAŞARISI var mı?
❓Bahsettiğiniz ENDÜSTRİ de BAŞARISI var mı?
❓Sizin anlattığınız İŞ MODELİNDE BAŞARISI var mı?
✅ Eğer üçüne de cevabı EVET ise o kişiyi dikkatlice dinleyin.
❌HAYIR ise “BİLGİSİ YOK ama FİKRİ ÇOK” olanları o kadar da ciddiye almamak lazım.